Alpagut Özyönetim deneyimi, yaşandığı dönemde siyasi gazetelerde hemen yer bulmadı. Dönemin yaygın okunan pek çok yayın organında işgal ve üretimin yönetimi haber olmamıştı. Olay hakkında en kapsamlı bilgiyi veren ve sonraki pek çok yazıda kullanılan Kurthan Fişek'in yazısı, bir yıl sonra yayımlanmıştı. Alpagut olayını en yakın tarihli haber yapan önemli dergilerden birisi Ant Dergisi idi. Ant dergisi'nde ikisi kısa haber olmak üzere Alpagut ile ilgili 3 yazı çıkar. Bunlardan en kapsamlısı 15 Temmuz 1969 tarihli 133. sayısında yer alır.
Dergi'deki haberlerin özgün görüntüsü en alttadır. En kapsamlı haberin metni ise şöyledir:
İşte emekçi yönetimi budur!
işçilerin el koydukları işletmede üretim arttı
ÇORUM'un Alpagut Kömür İşletmesi, 13 Haziran tarihinden
beri, maden işçilerinin işgali altındadır. Türkiye'de belki de ilk defa, işçiler,
çalıştıkları, emek verdikleri işyerini bizzat yönetmekte, gelirine kendileri
elkoymaktadırlar.
Çorum Özel İdaresi'ne ait Alpagut Linyit İşletmesi'nin
bölge müdürlüğünü Birleşik Maden İşçileri Sendikası Alpagut Şubesi Başkanı
Mehmet Kocatüfek yapmakta, muhasebe ve satış işleri ise, eskisi gibi, kadrolu
memurlar tarafından yürütülmektedir.
Alpagut işletmeci, 1945'te kurulmuştu, birkaç sene öncesine
kadar özel idareye her yıl yüzbinlerce emek kârı veriliyordu. İşletme,
köylünün tarım yaptığı tarlalar istimlak edilerek faaliyete geçirilmişti. Geçimlerini
tarımdan sağlayan köylüler, zorunlu olarak, maden işçisi olmuşlardı. İşletme
her yıl yüzbinlerce lira kâr ediyordu, fakat köyün okuluna dahi kömür
verilmiyordu.
Üstelik son zamanlarda işçilerin emeklerinin karşılığı
da verilmez olmuştu. 73 günlük ücretleri verilmediği için işçiler işletmeyi
işgal etmekten başka çıkaryol bulamamışlardı. Daha önce Ankara'ya sendika yöneticileri
gidip gelmişler, fakat her defasında alayla karşılaşmışlardı.
Bunun üzerine bıçak kemiğe dayanmış ve işçiler 13 Haziran
günü işletmeyi işgal etmişlerdir. İşgalden altı gün sonra Vali olay yerine
gelmiş ve ocaktaki işçilere
«Sabredin... Ben de çarık giydim. Ben de emekçi çocuğuydum» diyerek yine uyutma yolunu
tutmuşsa da, işçiler bu defa oyuna gelmemişler ve «Açız,
ot yiyoruz...» diye Valiyi geri çevirerek işgal hareketini
sürdürmüşlerdir.
Jandarma Komutanı ise, «Devlet kuvveti getirtirim»
diyerek işçiye gözdağı vermek istemişse de, işçilerin konuşmalarını
dinleyince gözyaşlarını tutamayarak ağlamağa başlamıştır.
İşçiler fiili durum yaratıp işletmeyi bizzat yapmağa
başladıktan sonra, üretim de birden bire artmış bulunuyor. Sendika Başkanı Mehmet Kocatüfek, «Fiili durumdan sonra üretim yüzde 50
oranında artmışlar. 260-300 ton arasında olan günlük üretim bugün 410-450 ton
arasında, değişmektedir» demiştir. Bunun nedenini,
«Aynı zamanda yönetici olan işçiler, ne
kadar çok çalışıp üretimi attırırlarsa, çıkarlarının da o kadar iyi olacağını
biliyorlar» şeklinde açıklayan sendika başkanı, «Fiili durumdan önceki 7-8 bin liralık günlük peşin satışların bugün
30-40 bin liraya ulaştığını» da belirtmiştir.
Alpagut Linyit İşletmeşi, birbuçuk aydan beri mühendissiz
bulunmaktadır. İşletmenin Bölge Müdür Vekili ve Muhasebe Müdürü birkaç gün önce
işyerine gelerek «Ben müdür vekiliyim»
diye içeri girmek istemişse de, işçiler tarafından geldiği otomobile
bindirilip geri gönderilmiştir.
İşçiler bütün gün çalışıp üretimi yaptıktan ve
ürettikleri kömürleri sattıktan sonra madenin ihtiyat parasını ayırmakta,
kalan parayı da emeklerinin karşılığı olarak aralarında bölüşmektedirler.
Sendika başkanı,
fiili duruma son vermek için toplu sözleşmenin sağlayacağı haklar yanında
normal bir çalışma düzeni de istemekte ve bu düzen için de «Politik amaçlarla yüksek ücretli işçi alınmamasını,
hak etmeyenlere keyfi zam yapılmamasını, işçi psikolojisini bilen
yöneticilerin işbaşına
getirilmesini, peşin satış yolunun tutulmasını, işçi-işveren ilişkilerinde samimi davranılmasını» şart koşmaktadır.
Alpagut Linyit İşletmesi'ndeki fiili durum, aslında emekçi sınıfların üretimin bizzat emekçiler
tarafından yönetimini ve denetimini öngören sosyalist uygulamanın küçük bir
örneğini teşkil etmektedir. Aradaki bürokratların tasfiye edilip işçilerin
kendi çalıştıkları işyerine sahip çıkmalarından
sonra üretimin düşmemesi, aksine artması
da, kapitalist-bürokrat ikilisinin sosyalizme karşı yönelttikleri
suçlamaları iflas ettiren kesin bir cevap olmuştur.